Mersin bölgesinin (Kilikya eyaleti) tarihi M.Ö. 7. binyılda başlar. e. MÖ 2. binyılda. e. Eyalet, Kilikya adı verilen Hitit krallığının bir parçasıydı. MÖ 102'de. e. Kilikya Roma tarafından fethedildi. MÖ 84'ten itibaren e. Büyük Tigran'ın Ermeni İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. Orta Çağ'da Bizans, Araplar ve Selçuklular arasındaki mücadelelerin konusu olmuştur. 1080'den 1375'e kadar, daha sonra Memlüklerin eline geçen Kilikya'da Kilikya Ermeni devleti vardı. 1515 yılında Osmanlı Türkleri tarafından fethedilmiştir.
Antik yazarlar üzüm, susam, darı, buğday ve arpanın bol miktarda üretildiği Kilikya Ovası'nın bereketini övmüşlerdir. Kilikya'nın keçileri de ünlüydü; muhtemelen Ankara keçileriyle aynı türdendi. İlde bol miktarda safran, iyi kuru üzüm şarabı, en iyi mercanköşkotu ve nar elması üretilmekteydi. Şu anda Mersin Türkiye'nin ana tarım bölgesidir.
Dünyanın en büyük tarihi miraslarından birine sahiptir. Mersin bölgesinde yüzlerce kale, saray, tapınak, su kemeri, kabartma, amfitiyatro, hamam, binlerce konut, mezar ve mezar bulunmaktadır. Çoğu mimari anıt yüzyıllar boyunca neredeyse hiç bozulmadan kalmıştır.
Burada Pompeipolis, Tarsos (Babil'e göre büyük bir şehir), Neopolis (bir zamanlar Atina ve Roma ile eşdeğerde, milyon nüfuslu bir şehirdi), Krikos, Kylindria, Seleucia ve Anemurion; Kleopatra Kapısı (Kleopatra'nın Mark Antony ile buluştuğu yer); Anamur, Meydancık, Kız, Mut, Silifke kaleleri; Alahan Manastırı, Hogya Tekla Bazilikası; Uzundzhaburch, Akkale, Gozlyukule yerleşimleri; Tarsus Camii, Lal Ağa Camii; Erdemli, Silifki, Tarsus ve Narlıkuyu kentlerine ait mozaiklerin yanı sıra efsanevi “Üç Güzeller” mozaiğinin sergilendiği müzeler.
Mersin'deki tüm mimari eserlerin incelenmesi birkaç ayı alacak. Ana mimari anıtlar kahverengi yol tabelalarıyla gösterilmiştir. Türkçe, İngilizce ve Almanca rehber kitapları bulunmaktadır.